Torosların adı vardır
Ayrının tadı vardır
Yaylaların yadı vardır.
Göçüp giden Yörükleriz biz.
Derelerden tepelerden geçeyim
Soğuk kar sularından içeyim
Ayranın ekşisinden mi içeyim
Şu yaylalara konup göçeyim.
Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde; bir varmış bir yokmuş. Bir padişahın üç oğlu, bir kızı varmış. Padişah günlerden bir gün hastalanır. Oğulların yanına çağırır. “Çocuklarım ben artık yaşlandım, görüyorsunuz sık sık hasta oluyorum. Eğer yakında ölürsem kız kardeşinizi kim isterse ona verirsiniz, ama gönlü olsun” der.
D&u
Tükendi
Gelince Haber VerTorosların adı vardır
Ayrının tadı vardır
Yaylaların yadı vardır.
Göçüp giden Yörükleriz biz.
Derelerden tepelerden geçeyim
Soğuk kar sularından içeyim
Ayranın ekşisinden mi içeyim
Şu yaylalara konup göçeyim.
Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde; bir varmış bir yokmuş. Bir padişahın üç oğlu, bir kızı varmış. Padişah günlerden bir gün hastalanır. Oğulların yanına çağırır. “Çocuklarım ben artık yaşlandım, görüyorsunuz sık sık hasta oluyorum. Eğer yakında ölürsem kız kardeşinizi kim isterse ona verirsiniz, ama gönlü olsun” der.
Düşer yollara. Dağlarda ovalarda hiç bir yerde rastlamaz. Az gider uz gider, dere tepe düz gider; yorulur ama durmak yoktur yoluna devam eder. Uzaklarda bir ev görür. Gide gide o evin yakına varır. Ev çok büyüktür dışardan görünüşü bir köşk gibidir. Evin önündeki çınar ağacına yaslanır ve dinlenmeye koyulur.