Et-Tuhfetü’l-mürsele ile’n-Nebiyyi’l-mürsele Hindistanlı sûfîlerden Muhammed Fazlullah el-Burhânpûrî tarafından kaleme alınan bir eserdir. Eserde Ekberî geleneğe ait önemli bir tema olan varlık mertebelerine, yedili tasnifle vecîz ve sistematik bir şekilde yer verilmiştir. Vahdet-i vücûdun şer’î dayanakları konusu da eserin merkezî temalarından biridir. İçeriğinin daha iyi kavranılması ve vahdet-i vücûda dair literatürde oluşturulan bazı polemiklere cevaplar üretilmesi gayesiyle başta müellifi olmak üzere birçok sûfî tarafından et-Tuhfetü’l-mürsele üzerine şerhler yazılmıştır.
Harîrîzâde Kemâleddîn Efendi tarafından Osmanlı Türkçesiyle kaleme alınan bu şerhte ise varlık mertebeleri seyr ü sülûk mertebeleri ile irtibatlandırılarak iz
Tükendi
Gelince Haber VerEt-Tuhfetü’l-mürsele ile’n-Nebiyyi’l-mürsele Hindistanlı sûfîlerden Muhammed Fazlullah el-Burhânpûrî tarafından kaleme alınan bir eserdir. Eserde Ekberî geleneğe ait önemli bir tema olan varlık mertebelerine, yedili tasnifle vecîz ve sistematik bir şekilde yer verilmiştir. Vahdet-i vücûdun şer’î dayanakları konusu da eserin merkezî temalarından biridir. İçeriğinin daha iyi kavranılması ve vahdet-i vücûda dair literatürde oluşturulan bazı polemiklere cevaplar üretilmesi gayesiyle başta müellifi olmak üzere birçok sûfî tarafından et-Tuhfetü’l-mürsele üzerine şerhler yazılmıştır.
Harîrîzâde Kemâleddîn Efendi tarafından Osmanlı Türkçesiyle kaleme alınan bu şerhte ise varlık mertebeleri seyr ü sülûk mertebeleri ile irtibatlandırılarak izah edilmiştir. Bu yönüyle şerhin dervişler için bir rehber niteliğini taşıdığı söylenebilir. Ayrıca Osmanlı tasavvuf geleneğinde Ekberiliğin alımlanışını göstermesi bakımından da Harîrîzâde’nin metni dikkate değer bir şerhtir. Elmas Abdikoğlu tarafından titiz bir çalışmayla neşre hazırlanan eser, yayınevimizin başlatmış olduğu et-Tuhfetü’l-mürsele şerhleri projesinin ikinci metnidir.