Hapis cezası, kişilerin özgürlüğünü kısıtlayan ve sonuçları itibariyle bireyin istediği gibi hareket etme imkanını ortadan kaldıran ağır bir ceza hukuku yaptırımıdır. İnsan hakları kavramının nitelik ve hacim itibariyle genişlemeyi sürdürdüğü günümüzde gerek uluslararası alanda gerekse de ulusal ceza hukukumuzda hapis cezasının mutlak surette ceza infaz kurumunda infaz edilmesinden vazgeçilmesine yönelik eğilim ivme kazanmıştır. Bu kapsamda hapis cezasına çeşitli alternatif çözümler üretildiği gözlemlenmektedir. Zira suçluların özgürlüğün katı şekilde kısıtlanması, su&cce
Tükendi
Gelince Haber VerHapis cezası, kişilerin özgürlüğünü kısıtlayan ve sonuçları itibariyle bireyin istediği gibi hareket etme imkanını ortadan kaldıran ağır bir ceza hukuku yaptırımıdır. İnsan hakları kavramının nitelik ve hacim itibariyle genişlemeyi sürdürdüğü günümüzde gerek uluslararası alanda gerekse de ulusal ceza hukukumuzda hapis cezasının mutlak surette ceza infaz kurumunda infaz edilmesinden vazgeçilmesine yönelik eğilim ivme kazanmıştır. Bu kapsamda hapis cezasına çeşitli alternatif çözümler üretildiği gözlemlenmektedir. Zira suçluların özgürlüğün katı şekilde kısıtlanması, suç işlenme oranlarını azaltmadığı gibi failin hapis cezasının infazı sonrası resosyalizasyonunda ve topluma kazandırılmasında zorluklar yaşandığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla ülkelerin suç işleyen kişilerin ıslahı ve topluma yeniden kazandırılması amacına hizmet eden, ancak aynı zamanda onarıcı yönü de bulunan hapis cezası seçeneklerini ceza mevzuatlarına nakşetmeye başladıkları görülmüştür. İç hukuk düzenimize bakıldığında ceza hukukumuzda bu çabaların bir yansıması, TCK 50. maddesinde düzenlenen seçenek yaptırımlar olarak yer bulmuştur. Eser, hapis cezasının sakıncalarını ortadan kaldırmaya çalışan ceza hukuku kurumları ile özellikle seçenek yaptırımlar kavramını derinlemesine incelemektedir.