Sevgili Türk Edebiyatı okurları,
Bu ayki hasbıhalde sizleri on sekiz yıl önce Hakk’a yürüyen M. Necati Sepetçioğlu’nu anarak selamlamak istiyorum. Sepetçioğlu, farklı nesillerin millî tarih şuuruyla yetişmesini sağlayan önemli kalemlerden biriydi, mekânı cennet olsun. Temmuz ayı aynı zamanda hain darbe girişiminin, de sekizinci yıldönümü. Devletin bekası için milletin topyekûn ayağa kalktığı, tankın, topun karşısına mertçe dikildiği o geceyi ve o gece şehit olan vatan evlatlarını asla unutmayacağız. Ruhları şad olsun…
Bu sayımızın dosya konus
Tükendi
Gelince Haber VerSevgili Türk Edebiyatı okurları,
Bu ayki hasbıhalde sizleri on sekiz yıl önce Hakk’a yürüyen M. Necati Sepetçioğlu’nu anarak selamlamak istiyorum. Sepetçioğlu, farklı nesillerin millî tarih şuuruyla yetişmesini sağlayan önemli kalemlerden biriydi, mekânı cennet olsun. Temmuz ayı aynı zamanda hain darbe girişiminin, de sekizinci yıldönümü. Devletin bekası için milletin topyekûn ayağa kalktığı, tankın, topun karşısına mertçe dikildiği o geceyi ve o gece şehit olan vatan evlatlarını asla unutmayacağız. Ruhları şad olsun…
Bu sayımızın dosya konusu, sanatta bir ahenk arayışı olarak, estetik. Nilüfer Tanç, dosyamızın ilk yazısında yaşam estetiği ve edebiyat arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Tanç, estetik duyguların edebiyat aracılığıyla bireyin yaşamını anlamlandırmasına yardımcı olduğunu dile getiriyor. Süleyman Yiğit, estetiğe bakışımızı değiştirecek bir yazıyla katkıda bulunuyor. Yiğit, Türk edebiyatındaki güzellik ve çirkinlik algısını İslam’ın estetik anlayışı çerçevesinde yorumluyor. Türklerin İslam medeniyeti dairesine girmesiyle güzellik ve çirkinlik kavramlarının dinî temellere dayandırıldığını ve Allah’ın mutlak güzel olduğu inancıyla her şeyin bu güzelliğin yansıması olarak kabul edildiğini vurguluyor; çirkinliğin ise aslında bir kusur olmadığını, yaratılmış olan her şeyin bir amaç doğrultusunda var olduğunu ve bakan kişinin gözünde, çirkinliğin de güzelliğe dönüşebileceğini anlatıyor. Nagehan Uçan Eke, Nedîm’in şiirlerinde saraylar, çeşmeler ve camiler gibi mimari yapıların edebî estetik anlayışıyla nasıl temsil edildiğini inceliyor. Jülide Erken, klasik Türk edebiyatında hicvin estetiğine vurgu yapıyor ve şairlerin bu edebî türü estetik açısından nasıl kullandıklarına dikkat çekiyor, şairlerin yergilerinden, ince alay ve nüktelerinden örnekler veriyor. Pervin Çapan, klasik Türk şiirinde farklı şairlerin kullandığı “üstine gül” redifini incelerken, divan edebiyatının estetik ve güzellik anlayışını irdeliyor. Farklı şairlerin gazellerinden örnekler vererek, gül sembolünün şiirimizdeki estetik derinliğini ortaya koyuyor. Kâmil Uğurlu ise Batı’nın ekonomik ve estetik kaygılarının, kendi şehirlerini nasıl etkilediğini aktarıyor. Ayrıca, İslam medeniyetinin insan odaklı şehir anlayışı ile Batı’nın küresel kent modeli arasındaki farkları vurguluyor. Enver Aykol, edebiyatın estetik boyutunu sorgulayarak, günümüz edebiyatında estetiğin ne anlama geldiğini ve eleştirmenlerin rolünü tartışıyor. Aykol, ayrıca dilin ve kültürel kodların estetik algımızı nasıl şekillendirdiğine ve eleştirmenlerin sanat eserlerinin değerlendirmesindeki önemine vurgu yapıyor.
Mustafa Uçurum, çağımızın Dede Korkut’u M. Necati Sepetçioğlu’nu ölüm yıl dönümü vesilesiyle anarak bir nesle tarihi nasıl sevdirdiğini dile getiriyor. İsa Kocakaplan, Türk musikisine önemli katkılar yapan Fırat Kızıltuğ’u anlattığı yazısında, Kızıltuğ’un eserlerinde halk şiiri geleneğini devam ettirdiğini ve koro şefliğiyle tanınan sanatçının, genç kuşaklara Türk musikisini sevdirmek için büyük çaba gösterdiğini anlatıyor. M. Mehdi Ergüzel ise ömrünü Türk musikisine ve kültürüne adayan Fırat Kızıltuğ’un sanat ve kültür alanındaki 40 yıllık emeğini ve Türk dünyasına katkılarını vurguluyor. Ayşe Ünüvar hikâyesinde aile dinamiklerini ve toplumsal beklentileri masaya yatırıyor. Ünüvar hikâyesini, mahalle hayatının içine sızan derin bir gözlemle sunuyor. Hakan Yıldırım hikâyesinde Anadolu’daki göçebe yaşamın zorluklarını ve bu yaşamın insan üzerindeki derin etkilerini anlatıyor. Şerif Aydemir’in kitaplar, türküler ve şiirlerle örülü denemesi okuyucuyu kendi iç dünyasına davet ederek, sanatın insanın varoluşundaki yerini sorgulatıyor. Ayşe Göktürk Tunceroğlu, çokça tartışılan bir mevzu olan Bosna’daki piramitleri bu ayki gezi yazısında kaleme alıyor. Yusuf Alparslan Özdemir, eleştiri notlarında şiirimizin bugünkü ahvaline ve Osman Özbahçe’nin eleştirmen kimliğine değiniyor.
Bu ayki kitaplık ve ajandamız da her zamanki gibi dopdolu. Herkese iyi okumalar dileriz…
İmdat Avşar
Genel Yayın Yönetmeni