Savaş alanlarındaki yenilgiler; toprak kaybı, ordunun çağın gereklerine göre modernize edilememesi, yönetim felsefesinin kaybolması, devletin diyaretsiz askerî ve sivil bürokratlarınca idare edilmesi gibi sebepler; ülkenin aydın, münevver ve entelektüellerini düşündürdüğü/ kaygınlandırdığı gibi "akil" devlet adamlarınında gündemlerini meşgul etmiştir. Bu kaygı ve sıkıntıların yoğunlaştığı dönemleri, özelilkle son iki yüzyıla sıkıştırmak mümkündür. Tanzimat ve Meşrutiyet devirleri, Osmanlı aydın ve büroratların problem ve bunlara yönelik çözüm arayışlarını tespit edilip çözümlenmesi için çeşitli fırsatlar sunmuş ve ortamlar hazırlamıştır. Tanzimat, her türlü olumsuzluğuna rağmen, devlet yönetim sistemi için, yenilikler ve düzenlemelere izin vermiş bir zaman aralığıdır. Meşrutiyet aydın ve devlet adamları, Batı`da doğan "aydınlanma"nın tesiri içerisinde yoğrularak tecrübe kazadırlar. Bu deneyim ve tecrübe, asırlara taşacak fikir akımlarını İmparatorluk içerisinde neşv ü nema bulmasına hem kaynaklık yaptı, hem de destek verdi. Türkiye`de varlığı ile tüm zamanlarının en büyük "şikayet" konusu olan bürokrasi, sivil ve askerî alanlarda "katı" ve "hantal" yapısını değişmez ve değiştirilmez kuralları bina ederek güçlendi.Sonuç olarak bu eser, "kayıp yüzyıllar" olarak ifade edilebilecek dönemin, bir "fotoğrafını" ve daha doğrusu "röntegenini" çekme çabası içindedir. Dünya tarihinin en önemli/hızlı gelişmelerine sahne olmuş bu dönemler, Türkiye`deki aydın/münevver ve devlet adamı/ bürokratları üzerinde ne şekilde bir iz ve işaret bırakmıştır. Altı bölümden oluşan bu kitap; ismi geçen fikir, siyaset ve bilim insanlarımız üzerinden, Osmanlı`nın son onlu yıllarıyla Cumhuriyet`in /günümüzde dahil- zihniyet ve felsefesini anlayabilme ve okuyabilme fırsatını yakalamaya çalışmakta; bunun sonucunda da bir kimlik tahliline ulaşmayı hedeflemektedir.