Türklerin anayurdu ve oradan dünyaya yayıldıkları ilk bölge Kuzeydoğu Asya’da, Kuzey Avrasya Yeşillikleri Kuşağı’nın (North Eurasian Greenbelt veya NEG) güney saçağında, Güney Sibirya’da kompakt ve yoğunluklu bir bölgeydi. Burası Pleistosen Buzul Dönemi’nin güç koşullarında insan yaşamı için elverişli iklime ve ekosistemlere sahipti. Avrupa kıtası buzullar ile kaplıyken ve sadece en güney kısımlarında çok az sayıda insan yaşayabiliyorken, sonraki nesillerin ataları burada yaşamakta olan kadim Türklerdi ve Avrupa kıtasına buradan geleceklerdi. Buzul Dönemi’nin sona ermesiyle de MÖ 12.000 yıllar
Tükendi
Gelince Haber VerTürklerin anayurdu ve oradan dünyaya yayıldıkları ilk bölge Kuzeydoğu Asya’da, Kuzey Avrasya Yeşillikleri Kuşağı’nın (North Eurasian Greenbelt veya NEG) güney saçağında, Güney Sibirya’da kompakt ve yoğunluklu bir bölgeydi. Burası Pleistosen Buzul Dönemi’nin güç koşullarında insan yaşamı için elverişli iklime ve ekosistemlere sahipti. Avrupa kıtası buzullar ile kaplıyken ve sadece en güney kısımlarında çok az sayıda insan yaşayabiliyorken, sonraki nesillerin ataları burada yaşamakta olan kadim Türklerdi ve Avrupa kıtasına buradan geleceklerdi. Buzul Dönemi’nin sona ermesiyle de MÖ 12.000 yıllarında buradan çevreye dağıldılar.
Aryancılar, kendi kökenleri kabul ettikleri Karadeniz’in kuzeyindeki bozkır insanlarının genetik, antropolojik ve kültürel olarak MÖ 22.000 yıllarına uzanan Güney Sibiryalı Türk kökenini kabullenememektedirler. İnsanların en eski çağlardan başlayarak kitleler halinde doğudan batıya yaptığı büyük göçleri adeta yok saymakta ve Güney Sibirya’da başlayan ve oradan yayılan bu koca kültürü, kadim Türk kültürünü, kendilerine mal etmeye çalışmaktadırlar. Öyle ki Hint-Avrupalı Hipotezi doğrultusunda geliştirdikleri Kurgan Hipotezi ile artık Türk kavimlerinin kurgan kültürünü bile kendilerine uyarlamaya çalışmaktadırlar. Oysa ki genetik yapıları itibariyle günümüz modern Avrupalılarının taşıdığı Y kromozomu DNA’sındaki R1a ve R1b haplogrupları Türklerin Güney Sibirya coğrafyasında günümüzden 24.000 yıl önce oluşmuş bazal R haplogrubunun bu iki dalından kaynaklanmaktadır. İşin saklanamayacak özü budur.
Eski dönemlere bizzat görgü tanıklığı etmiş Romalı tarihçilerin defalarca yazmış oldukları İskitlerin, Sarmatların Alanların ve Hunların eski Türk kavimleri olduğu gerçeğini de kendilerinden 1500-2500 yıl sonra yaşayan modern meslektaşları Hint-Avrupalı Hipotezi doğrultusunda yok saymakta ve bu kavimleri de kendilerine mal etmeye çalışmaktadırlar. Koca bir Türk tarihi Göktürk Devleti’nin kurulduğu MS 6. yüzyılın sonrasına yani toplam son 15 yüzyıla sığdırılmaya çalışılmaktadır.
Bu kitap tarihe kaynaklar, bulgular ve veriler ışığında bilimsel ve objektif bir bakış açısıyla yaklaşmaktadır ve aslında 24.000 yıllık Türk tarihinin özünün çalınmasını ya da örtbas edilmesini önlemeye çalışmaktan ibarettir. Genetik ve kökenbilim verileriyle kadim Türk kavimleri de geniş olarak incelenmektedir. Kitabımız 631 sayfadır, 502 değerli kaynaktan yararlanılarak ve sayfa altlarında belirtilmiş tam 2341 referans ile desteklenerek yazılmıştır. Veriler sayısız açık alan ve müze araştırmaları sırasında çekilen orijinal 179 fotoğraf ve 17 harita ile de desteklenmiştir. (Doç. Dr. Tuğrul Kihtir)