Uluslararası ilişkiler teorisyenleri, hem kendi disiplinlerini geliştirmek ve genişletmenin bir aracı olarak hem de ana akım düşünce biçimini eleştirmek amacıyla tarihsel sosyolojiye yönelmektedirler. Yine de tarihsel sosyolojinin ne olduğuna ve ne önerebileceğine dair iptidai bir anlayış bulunmaktadır. Bu kitap, tarihsel sosyolojinin temel değişkenlerini hesaba katarak; bu değişkenlerin uluslararası ilişkilere nasıl uygulanabileceği; uluslararası ilişkiler teorisyenlerinin neden bu yaklaşımları kullanmaları gerektiği; ve tarihsel sosyolojik bakışın uluslararası ilişkiler çalışmalarını nasıl geliştirebileceği ve yeniden şekillendirebileceği gibi bir dizi meseleyi mercek altına alan bir tarihsel sosyoloji
Tükendi
Gelince Haber VerUluslararası ilişkiler teorisyenleri, hem kendi disiplinlerini geliştirmek ve genişletmenin bir aracı olarak hem de ana akım düşünce biçimini eleştirmek amacıyla tarihsel sosyolojiye yönelmektedirler. Yine de tarihsel sosyolojinin ne olduğuna ve ne önerebileceğine dair iptidai bir anlayış bulunmaktadır. Bu kitap, tarihsel sosyolojinin temel değişkenlerini hesaba katarak; bu değişkenlerin uluslararası ilişkilere nasıl uygulanabileceği; uluslararası ilişkiler teorisyenlerinin neden bu yaklaşımları kullanmaları gerektiği; ve tarihsel sosyolojik bakışın uluslararası ilişkiler çalışmalarını nasıl geliştirebileceği ve yeniden şekillendirebileceği gibi bir dizi meseleyi mercek altına alan bir tarihsel sosyoloji manifestosu niteliğindedir.
Yedi temel yaklaşımı -neo-Weberyanizm, konstrüktivizm, eleştirel tarihsel materyalizm, eleştirel teori, postmodernizm, yapısal realizm ve Dünya Sistemleri teorisi- tanımlamasına ek olarak kitabın giriş ve sonuç bölümleri, derleyenlerin deyimiyle ‘Dünya Sosyolojisi’ ile ilgili detaylı bir yaklaşım ve araştırma gündemi ortaya koymaktadır.