Elinizdeki kitabın amacı, Kindî, Farabî, İbn Sîna, İbn Bacce, İbn Tufeyl, İbn Rüşd, Sühreverdî, Esirüddin el-Ebherî, Kutbüddin er-Razî ve Molla Lütfi gibi pek çok önemli filozofu bünyesinde barındıran İslam felsefesi geleneğinin bütün araştırmalarının temelini oluşturan ortak çerçeveyi belirginleştirmektir. Kitapta önce felsefe geleneğinin varlık tasavvuru, ardından da bu tasavvurun kelam ve tasavvuf geleneğine etkisi ele alınmaktadır. Felsefe geleneğinin varlık tasavvuruna ilişkin anlatılar, varlık kavramının tahlilinden başlayıp varlığın bilimler arasında araştırma konusu şeklinde taksimine uzanan bir anlatım düzeninden oluşmaktadır. Bu varlık tasavvurunun kelam ve tasavvuf geleneklerine etkisinin incelendiği başlıklarda ise felsefenin
Tükendi
Gelince Haber VerElinizdeki kitabın amacı, Kindî, Farabî, İbn Sîna, İbn Bacce, İbn Tufeyl, İbn Rüşd, Sühreverdî, Esirüddin el-Ebherî, Kutbüddin er-Razî ve Molla Lütfi gibi pek çok önemli filozofu bünyesinde barındıran İslam felsefesi geleneğinin bütün araştırmalarının temelini oluşturan ortak çerçeveyi belirginleştirmektir. Kitapta önce felsefe geleneğinin varlık tasavvuru, ardından da bu tasavvurun kelam ve tasavvuf geleneğine etkisi ele alınmaktadır. Felsefe geleneğinin varlık tasavvuruna ilişkin anlatılar, varlık kavramının tahlilinden başlayıp varlığın bilimler arasında araştırma konusu şeklinde taksimine uzanan bir anlatım düzeninden oluşmaktadır. Bu varlık tasavvurunun kelam ve tasavvuf geleneklerine etkisinin incelendiği başlıklarda ise felsefenin kelamcı ve mutasavvıflar tarafından nasıl tevarüs edildiği meselesi tartışılmaktadır.