12 Eylül’ün hemen ertesi. İstanbul’un Aksaray semtinde bir meyhane; Karakuş Birahanesi. Meyhanenin sahibi Cavit, iki meczup müdavimi Tatyos ve O.
Yolu şans eseri bu meyhaneye düşen ve buradan bir türlü ayrılamayan kaçak bir adam. Siyasi geçmişi nedeniyle kaçmak, herkesten saklanmak, hatta adını bile değiştirmek zorunda kalan solcu bir genç. Öyle ki eski hayatıyla hiçbir ilişkisi kalmamalıdır. Uzak düştüğü sevgilisiyle de. “Ah E…!”
“Uzun beyaz bir koridorda” ilerlerken kaybolacak ve kendi kimliğini ararken, bilhassa O’nun hikâyesiyle birlikte okuru kanayan iç dünyasında dolaştıra
Tükendi
Gelince Haber Ver12 Eylül’ün hemen ertesi. İstanbul’un Aksaray semtinde bir meyhane; Karakuş Birahanesi. Meyhanenin sahibi Cavit, iki meczup müdavimi Tatyos ve O.
Yolu şans eseri bu meyhaneye düşen ve buradan bir türlü ayrılamayan kaçak bir adam. Siyasi geçmişi nedeniyle kaçmak, herkesten saklanmak, hatta adını bile değiştirmek zorunda kalan solcu bir genç. Öyle ki eski hayatıyla hiçbir ilişkisi kalmamalıdır. Uzak düştüğü sevgilisiyle de. “Ah E…!”
“Uzun beyaz bir koridorda” ilerlerken kaybolacak ve kendi kimliğini ararken, bilhassa O’nun hikâyesiyle birlikte okuru kanayan iç dünyasında dolaştıracaktır.
“Eylülden Sonra” üçlemenin ikinci kitabı Yaralı Kalmak’ta İbrahim Yıldırım, 12 Eylül’ün adını vermeden, dönemin bütün bunaltıcı atmosferini ve sonrasındaki yarı karanlık dünyayı ustalıkla anlatırken, oyunlu kurgusu, imgesel dili aracılığıyla okuruyla sıradışı bir diyalog kuruyor. En sonunda bir istekte bulunuyor, “General’i bağışlayın lütfen”.