“Yardımcı Ders Kitabı 101’in son dersi bu, daha doğrusu son yazısı…
Üniversiteden bildiğimiz “giriş” derslerinin kodu 101. Matematik 101, İngilizce 101, Fizik 101... Yeni başlayanlar
için. Ataol Behramoğlu’nun “Türkiye Güzel Yurdum Üzgün Yurdum”, Nuri Bilge Ceylan’ın “Yalnız ve güzel ülkem” dediği, Nazım Hikmet’in “Memleketimi seviyorum, hapishanelerinde yattım” dizesinde kalmayıp, 22.5 yıl mahpus damlarında yatma pahasına sevdiği, Ahmed Arif’in “Anadolu’yu
Tükendi
Gelince Haber Ver“Yardımcı Ders Kitabı 101’in son dersi bu, daha doğrusu son yazısı…
Üniversiteden bildiğimiz “giriş” derslerinin kodu 101. Matematik 101, İngilizce 101, Fizik 101... Yeni başlayanlar
için. Ataol Behramoğlu’nun “Türkiye Güzel Yurdum Üzgün Yurdum”, Nuri Bilge Ceylan’ın “Yalnız ve güzel ülkem” dediği, Nazım Hikmet’in “Memleketimi seviyorum, hapishanelerinde yattım” dizesinde kalmayıp, 22.5 yıl mahpus damlarında yatma pahasına sevdiği, Ahmed Arif’in “Anadolu’yum ben tanıyor musun?” diye övdüğü, “dağlarına bahar gelmiş memleketimin” diye özlediği memleket dersleri diyelim.
Memlekete başlangıç dersleri. Her gün yeniden yeniden tanıştığımız ve tanışır tanışmaz kanıksadığımız bir yurda dair anılar, anlatılar, günler, dersler, dertler...
Belki “Yardımcı Dert Kitabı” diye de okunabilir, “bir derdim var bin dermana değişmem” duygusuyla dertlenen şairler ülkesinde.
Yardımcı Ders Kitabı 101’de hem güzel, üzgün, yalnız, daha doğrusu kendini yalnız bıraktıracak işler yapmakta üstüne olmayan yöneticilerinin sayesinde giderek yapayalnız bir ülkeye sevgi, hem de sanki hiç yokmuş gibi bir de Yardımcı Dert Kitabı 101 olarak ülkenin halinden dertli bir kitap olarak okunabilir ki en iyimser ifadesiyle “ne olacak bu memleketin hali?”nin Türkçe sorusudur.”
HAYDAR ERGÜLEN