Yaşamak Bazen
Tükendi
Gelince Haber VerHiç istemediğim hâlde ben de sistemin bir parçası olmuştum. Pek çok sorumluluğum vardı. Her gün gitmek zorunda olduğum bir işim, gözüne girmeye çalıştığım amirlerim, emir aldığım şeflerim... Benim altımda da
bana yaranmaya çalışan insanlar bulunuyordu. Üç kuruş prim için kendimizi paralıyor, tüm enerjimizi iş için sarf ediyorduk. Bazen patronlarımız için bir makineden bile değersiz olduğumuzu düşünüyordum. Çünkü makineler bozulduğunda işler duruyor, herkes arızanın bir an önce giderilmesi için seferber oluyordu. Bizimse hastalanmamız bile yasaktı. Hele ki rapor alırsanız büyük bir suç işlemiş gibi muamele görüyordunuz. Hasta yatağınızda iş yerindekinden fazla yorulduğunuz oluyordu. Akşama kadar telefonunuz susmuyor, ne hâlde olursanız olun iş yerine acilen gelmeniz bile isteniyordu. Tedavisi uzun sürecek ağır bir hastalığa yakalandığınızda ise kendinizi kapının önünde buluyordunuz. Yerinizin doldurulamayacağını
sanmayın. Hemen ertesi gün aynı kapının önünde sizden boşalan yeri doldurmak için kuyruklar oluşuyordu. Tüm bu gayrete rağmen müdüründen temizlikçisine kadar hepimiz ay başını iple çekiyor, bütün planlarımızı ona göre yapıyorduk. Para cüzdanlarının yerini kart cüzdanları alalı hayli zaman olmuştu.