Yayım sözles¸mesi, maddi bir vasıtada mücessem hale gelen fikir ve sanat ürünlerinin daha genis¸ kitlelere ulas¸tırılmasına hizmet eder. Teorik olarak her türlü eser bu sözles¸meye konu olabilirse de, uygulamada daha ziyade basılarak çogˆaltılmak suretiyle umuma arzedilen kitap tazında (matbu) ilim ve edebiyat eserleri yayım sözles¸mesine konu olmaktadır.
Gelis¸en dijital teknolojilerle birlikte fikir ve sanat ürünlerinden yeni yararlanma yöntemleri ortaya çıkmıs¸ olsa da, eserlerin geleneksel usullerle çogˆaltılarak kullanıcının istifadesine sunulması önemini yitirmis¸ degˆildir. Keza, hukuki a
Tükendi
Gelince Haber VerYayım sözleşmesi, maddi bir vasıtada mücessem hale gelen fikir ve sanat ürünlerinin daha geniş kitlelere ulaştırılmasına hizmet eder. Teorik olarak her türlü eser bu sözleşmeye konu olabilirse de, uygulamada daha ziyade basılarak çoğaltılmak suretiyle umuma arzedilen kitap tazında (matbu) ilim ve edebiyat eserleri yayım sözleşmesine konu olmaktadır.
Gelişen dijital teknolojilerle birlikte fikir ve sanat ürünlerinden yeni yararlanma yöntemleri ortaya çıkmış olsa da, eserlerin geleneksel usullerle çoğaltılarak kullanıcının istifadesine sunulması önemini yitirmiş değildir. Keza, hukuki altyapısını büyük ölçüde yayım sözleşmesinin oluşturduğu yayımcılık sektörü, gelişen teknolojiye rağmen ülke ekonomisi içinde hâlâ ihmal edilemeyecek bir önem ve büyüklüğe sahiptir.
Yayım sözleşmesi, fikir ve sanat eseri sahibi veya eser üzerindeki mali haklara sahip olan kişi ile eseri yayımlayan yayımcının karşılıklı hak ve sorumluluklarına ilişkin kuralları ihtiva eder. O nedenle yayım sözleşmesini “yayımcılık sektörünün hukuku” olarak tavsif etmek abartı değildir.
Sözleşme, Borçlar Kanununda özel borç ilişkileri kapsamda isimli bir sözleşme olarak tanzim olunmuştur. Sözleşmenin konusunu fikir ve sanat eseri ve eser üzerindeki çoğaltma ve yayma hakları oluşturur. Fikir ve sanat eseri, eser sahipliği ve eser üzerindeki haklar 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda (FSEK) düzenlenmiş olmasına rağmen yayım sözleşmesinin Borçlar Kanununda düzenlenmiş olmasının isabeti tartışmaya açıktır. Nitekim 818 sayılı mülga Borçlar Kanununun özel borç ilişkileri kapsamında düzenlenen sözleşmenin, hazırlık ve yasalaşma sürecinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa (TBK) alınmaması gündeme gelmiş ise de, bu fikir kabul görmemiştir.
Bu çalışmada Türk Borçlar Kanununda düzenlenen yayım sözleşmesi, bir telif hukuku uzmanınca fikir ve sanat hukuku perspektifinden irdelenmektedir. Kitapta sözleşmenin konusu, hukuki mahiyeti, unsurları, tarafları, hüküm ve neticeleri ve diğer hususlar TBK hükümlerinin yanısıra fikir ve sanat eserlerine ilişkin hususları tanzim eden FSEK ışığında değerlendirilmekte ve yorumlanmaktadır.
Kitabın öncelikle yayımcılık sektörünün özneleri olan yazarlar ve yayımcılar için faydalı olacağı ümit edilmektedir. Bu maksatla Türk Borçlar Kanunu’nun yayım sözleşmesi hakkındaki 487-501. maddelerini ihtiva eden Sekizinci Bölüm kitabın son kısmına EK-I olarak ilave edilmiştir. Bunun yanısıra 5846 sayılı FSEK de tam metin hâlinde EK-II olarak kitaba dâhil edilmiştir. Yayım sözleşmesiyle alâkalı bazı doktriner tartışmalara da temas edilmiştir. Bu sebeple kitabın fikir ve sanat hukukuyla ilgilenen lisans ve lisansüstü öğrencileri ve akademisyenler ile avukat ve hâkim gibi tatbikatçılar için de faydalı olacağı değerlendirilmektedir.