Kısa öykünün birçok tanımı yapılmıştır ve her zaman yapılmaktadır, yapılmaya çalışılmaktadır. Wells, kısa öyküyü, yarım saat içinde okunabilen kısa bir kurmaca metin olarak tanımlamıştır. Kimi zaman kısa öykünün babası olarak anılan Poe, "tüm kompozisyon içinde, gerek doğrudan, gerek dolaylı biçimde, daha önceden tasarlanmış tek bir sözcük bile bulunmamalıdır," diye belirtmiştir. Çehov`un görüşüne göre de, bir öykünün başlangıcı ya da sonu olmamalıydı. Fakat yazarlara hep şu anımsatmada bulunmuştu: Eğer öykünün başında, duvara asılı bir silahtan söz edilmişse, bu silah eninde sonunda patlatılmalıydı. John Hadfield`in kısa öykü tanımı ise, "uzun olmayan bir öykü" biçimindeydi. Geç Sir Hugh Walpole ise şu saptamada bulunmuştur: "Bir öykü ö
Tükendi
Gelince Haber VerKısa öykünün birçok tanımı yapılmıştır ve her zaman yapılmaktadır, yapılmaya çalışılmaktadır. Wells, kısa öyküyü, yarım saat içinde okunabilen kısa bir kurmaca metin olarak tanımlamıştır. Kimi zaman kısa öykünün babası olarak anılan Poe, "tüm kompozisyon içinde, gerek doğrudan, gerek dolaylı biçimde, daha önceden tasarlanmış tek bir sözcük bile bulunmamalıdır," diye belirtmiştir. Çehov`un görüşüne göre de, bir öykünün başlangıcı ya da sonu olmamalıydı. Fakat yazarlara hep şu anımsatmada bulunmuştu: Eğer öykünün başında, duvara asılı bir silahtan söz edilmişse, bu silah eninde sonunda patlatılmalıydı. John Hadfield`in kısa öykü tanımı ise, "uzun olmayan bir öykü" biçimindeydi. Geç Sir Hugh Walpole ise şu saptamada bulunmuştur: "Bir öykü öykü olmalıdır: gerçekleşen olayların bir tutanağı işlevini görmelidir, içinde beklenmeyen gelişmeler barındırmalı, gerilim yaratarak okuru bir düğüme göndermeli ve doyurucu bir çözüm sunmalıdır."