Gümüş çağının en parlak yazarlarından Leonid Andreyev öngörülemeyen olay akışı kurgusu ve cesur kalemiyle edebiyat dünyasında kendisini ispatlamıştır.
Yedi Asılmışların Hikâyesi, ölümle yaşam arasında sıkışan yedi insanın fırtınalı iç dünyasını ele alır. XX. yüzyılın başlarında gittikçe artan çarlık karşıtı eylemler nedeniyle idam cezasına çarptırılan gerçek kişilerin hayatından esinlenerek yazdığı bu eserde, Andreyev insan psikolojisini derinlikleriyle önümüze serer.
Yarın idam edilecek olmak nasıl bir his olabilir?<
Tükendi
Gelince Haber VerGümüş çağının en parlak yazarlarından Leonid Andreyev öngörülemeyen olay akışı kurgusu ve cesur kalemiyle edebiyat dünyasında kendisini ispatlamıştır.
Yedi Asılmışların Hikâyesi, ölümle yaşam arasında sıkışan yedi insanın fırtınalı iç dünyasını ele alır. XX. yüzyılın başlarında gittikçe artan çarlık karşıtı eylemler nedeniyle idam cezasına çarptırılan gerçek kişilerin hayatından esinlenerek yazdığı bu eserde, Andreyev insan psikolojisini derinlikleriyle önümüze serer.
Yarın idam edilecek olmak nasıl bir his olabilir?
Yedi Asılmışların Hikâyesi aynı zamanda o dönemin Rusya’sının karmaşık ve karanlık atmosferine ışık tutar. Yazar, bu eseri ölüme bir tür protesto olarak yazmış ve büyük Rus yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy’a ithaf etmiştir.
…Kararlılıkla, oğlumuzun son dakikalarını daha da zorlaştırmamalı, aksine hafifletmeliyiz, diye düşünüyor ve yarınki sohbetin her olası cümlesini, her hareketini özenle tartıyordu.
‘En iyisi öp ve sus!’ diye tembihledi….