Türkiye’nin kapitalist gelişme süreci, son dönemde yaşadığımız iktisadi ve siyasi krizlerin, bölgesel ve ulusal ölçekte süregiden savaş(lar)ın, sistemin ‘istikrarlı’ bir şekilde yeniden yapılanmasını sağlayacak aktörler yaratamaması nın ve bunların sonucunda karşımıza çıkan darbe girişimi ile birlikte devletin ,olağanüstü hal çerçevesinde yeniden yapılanmasının da gösterdiği üzere kritik bir dönemeçten geçiyor. Her şeyin tersyüz olduğu, hızla değiştiği, kavrama süreçlerinin maniple edildiği travmatik bir süreçte hazırlanan bu derleme kitap, son dönemlerde biraz geri plana düşmüş olsa da yakın zamana kadar *yeni Türkiye* söylemiyle estetize edilen bu dönemin sadece Türkiye’ye özgü olmaktan çok kapitalist sistem içerisinde uluslararası ölç
Tükendi
Gelince Haber VerTürkiye’nin kapitalist gelişme süreci, son dönemde yaşadığımız iktisadi ve siyasi krizlerin, bölgesel ve ulusal ölçekte süregiden savaş(lar)ın, sistemin ‘istikrarlı’ bir şekilde yeniden yapılanmasını sağlayacak aktörler yaratamaması nın ve bunların sonucunda karşımıza çıkan darbe girişimi ile birlikte devletin ,olağanüstü hal çerçevesinde yeniden yapılanmasının da gösterdiği üzere kritik bir dönemeçten geçiyor. Her şeyin tersyüz olduğu, hızla değiştiği, kavrama süreçlerinin maniple edildiği travmatik bir süreçte hazırlanan bu derleme kitap, son dönemlerde biraz geri plana düşmüş olsa da yakın zamana kadar “yeni Türkiye” söylemiyle estetize edilen bu dönemin sadece Türkiye’ye özgü olmaktan çok kapitalist sistem içerisinde uluslararası ölçekte yaşanan .dönüşümün bir yansıması olarak ele alınması gerektiği vurgusuna yaslanıyor. Bu bağlamda amacını kapitalist sistemin uluslararası ölçekteki yeniden yapı lanmasında Türkiye’nin nereye denk düştüğü sorusuna yanıt aramak olarak tanımlıyor.