"21. yüzyılın kültürel çağ olması özelliğine bağlı olarak artık pozitivizm-liberalizm-kapitalizm etkileşimli tek tipleştirici sosyal düşünce anlayışı yerine özgün sosyal düşünce yapısına yönelik ihtiyaçlar ve arayışlar dinamizm kazanmıştır.
Türkiye`nin "yeni gerçekleri"ni kendi özgün sosyal düşünce sistemini, bilim anlayışını yeniden kendi ölçeğinde çağın şartlarını da dikkate alan bir yorum gücü ile ele alma ihtiyacı bulunmaktadır. Bu noktada ekonomi, sosyoloji, siyaset bilimi, felsefi düşünce oluşturma, psikoloji, tarih felsefesi gibi bir toplumun sosyal düşünüşünü biçimlendiren ona şekil veren bu parametrelerin Türk toplumunun kendine has değerler çerçevesinde yeniden inşa edilmesi, yeni bir "sistemsel" özgün sosyal düşünce üret
Tükendi
Gelince Haber Ver"21. yüzyılın kültürel çağ olması özelliğine bağlı olarak artık pozitivizm-liberalizm-kapitalizm etkileşimli tek tipleştirici sosyal düşünce anlayışı yerine özgün sosyal düşünce yapısına yönelik ihtiyaçlar ve arayışlar dinamizm kazanmıştır.
Türkiye`nin "yeni gerçekleri"ni kendi özgün sosyal düşünce sistemini, bilim anlayışını yeniden kendi ölçeğinde çağın şartlarını da dikkate alan bir yorum gücü ile ele alma ihtiyacı bulunmaktadır. Bu noktada ekonomi, sosyoloji, siyaset bilimi, felsefi düşünce oluşturma, psikoloji, tarih felsefesi gibi bir toplumun sosyal düşünüşünü biçimlendiren ona şekil veren bu parametrelerin Türk toplumunun kendine has değerler çerçevesinde yeniden inşa edilmesi, yeni bir "sistemsel" özgün sosyal düşünce üretilmesinin yolunun açılması bir gereklilik olarak Türkiye’nin karşısında durmaktadır."