Merhaba. Ben Ünver. Bu kitabın yazarı. Romandakiler mi? Tanıştırayım. Arda. Yanındaki beyfendi Semih.
Diğeri de Takaşi.
Efe’nim. Bu beyler kitabımızın kahramanları.
Üç sıradan genç. İstanbul’dalar. Mevsim yaz. Hava sıcak. Çok sıcak. Çok... Ufff, düşününce bile sıcaklıyorum.
Neydi o öyle? Neyse.
Bizim arkadaşlar DVD seyrediyorlar, spora gidiyorlar falan.
Sonra, bir gün bir amcayla tanışıyorlar. Adı Doktor Leonid Porikovski. Yok, Porikokoski. Üfff, dilim dönmedi gene. Şeydi, şey, Poritkovski. Evet. Mi? Ya da onun gibi bir şey. Neyse. Bizimkiler bu amcayla
pek sıkı fıkı oluyorlar.
Bazı şeylerin farkında değiller yalnı
Tükendi
Gelince Haber VerMerhaba. Ben Ünver. Bu kitabın yazarı. Romandakiler mi? Tanıştırayım. Arda. Yanındaki beyfendi Semih.
Diğeri de Takaşi.
Efe’nim. Bu beyler kitabımızın kahramanları.
Üç sıradan genç. İstanbul’dalar. Mevsim yaz. Hava sıcak. Çok sıcak. Çok... Ufff, düşününce bile sıcaklıyorum.
Neydi o öyle? Neyse.
Bizim arkadaşlar DVD seyrediyorlar, spora gidiyorlar falan.
Sonra, bir gün bir amcayla tanışıyorlar. Adı Doktor Leonid Porikovski. Yok, Porikokoski. Üfff, dilim dönmedi gene. Şeydi, şey, Poritkovski. Evet. Mi? Ya da onun gibi bir şey. Neyse. Bizimkiler bu amcayla
pek sıkı fıkı oluyorlar.
Bazı şeylerin farkında değiller yalnız. Doktor sürekli takip ediliyor. Nereye giderse. Veee bir gün de kaçırılıyor.
Veee felaketler de böyle başlıyor. Felaketler!
Felaketler diyorum. Anlamadınız galiba? Şehrin geleceği söz konusu burada. Hatta ülkenin! Hatta dünyanın!
Şey. Biraz abartmış olabilirim. Ama bayağı ciddi bi’ durum söz konusu. Neyse. Daha fazla konuşmayacağım. Alın okuyun.
Pişman olmayacaksınız. Harbi.