Memleket yangın yeriydi. Genç yaşlı, kadın erkek demeden yıllar süren bir savaşın içindeydiler. Çocuklar bile meydanlarda yiğitçe süren bir savaşın içindeydiler. Çocuklar bile meydanlarda yiğitçe savaşıyorlardı.
Düşman dört bir yanda, yıllarca komşu görünenler pusuda, asker yorgun, açlık kapıdaydı...
Tüm bunlara dur demenin vakti gelmiş de geçiyordu. Anneler, babalar, gençler, çocuklar ve yaşlılar millî mücadelenin korkmaz bir neferi olarak vatanı korumak, düşmanları ülkeden kovmak ve özgür bir gelecek uğruna o büyük önderin, Mustafa Kemal`in peşinden gidiyordu.
Tükendi
Gelince Haber VerMemleket yangın yeriydi. Genç yaşlı, kadın erkek demeden yıllar süren bir savaşın içindeydiler. Çocuklar bile meydanlarda yiğitçe süren bir savaşın içindeydiler. Çocuklar bile meydanlarda yiğitçe savaşıyorlardı.
Düşman dört bir yanda, yıllarca komşu görünenler pusuda, asker yorgun, açlık kapıdaydı...
Tüm bunlara dur demenin vakti gelmiş de geçiyordu. Anneler, babalar, gençler, çocuklar ve yaşlılar millî mücadelenin korkmaz bir neferi olarak vatanı korumak, düşmanları ülkeden kovmak ve özgür bir gelecek uğruna o büyük önderin, Mustafa Kemal`in peşinden gidiyordu.
Nice Mustafalar, Osmanlar, Aliler, Sarı Ayşeler, Kemaller, Gazi Dedeler, Hatice Kadınlar vardı bu mücadelenin kilometre taşlarında. Gencecik analar minik bebelerini sırtlarına bağlayıp kağnılarıyla da silah taşıyorlardı cepheye. Kimisi yere yığılan öküzünün boyunduruğunu kollarıyla çekip yetiştiriyordu silahları cephedeki yiğitlere. Yeri geldi yakılan köylerde yaralara merhem oldular, yeri geldi yayan yapıldak vurdular kendilerini yollara. Yeri geldi atlarını dörtnala kaldırdılar. “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” komutuyla İzmir’in dağlarından aşıp ZAFERE AÇILAN KAPI’nın önünde doğan güneşi yorgun ama gururla kucakladılar.