Şehir, kara bulutların ağırlığı altında suskun bir mahkeme salonuna dönüşmüştü. İlk damla, çatlamış bir kaldırımı ıslattığında, bir şeylerin değişeceği belliydi. Ardından ikinci, üçüncü derken, gökyüzü tüm sırlarını suya yükleyerek şehrin üzerine boşalmaya başladı.
Sokaklar bu yağmuru tanıyordu. Bu, sıradan bir yağmur değildi.
Bu, bir itiraf yağmuru idi.
İnsanlar başlarını eğdi.
Dışarıdan bakıldığında, bunun sadece ıslanmamak için olduğu sanılabilirdi. Ama gerçekte bu, kendileriyle yüzleşmekten kaçmanın başka bir yoluydu.
Yağmur, sessiz bir yargıç gibi caddeleri kapladığında
Tükendi
Gelince Haber VerŞehir, kara bulutların ağırlığı altında suskun bir mahkeme salonuna dönüşmüştü. İlk damla, çatlamış bir kaldırımı ıslattığında, bir şeylerin değişeceği belliydi. Ardından ikinci, üçüncü derken, gökyüzü tüm sırlarını suya yükleyerek şehrin üzerine boşalmaya başladı.
Sokaklar bu yağmuru tanıyordu. Bu, sıradan bir yağmur değildi.
Bu, bir itiraf yağmuru idi.
İnsanlar başlarını eğdi.
Dışarıdan bakıldığında, bunun sadece ıslanmamak için olduğu sanılabilirdi. Ama gerçekte bu, kendileriyle yüzleşmekten kaçmanın başka bir yoluydu.
Yağmur, sessiz bir yargıç gibi caddeleri kapladığında, şehir bir aynaya dönüştü. Islanmış kaldırımlar, her adımı yansıtan berrak bir yüzey haline geldi. Artık kimse, kendi gölgesinden kaçamıyordu.