“Ariassos’ta, ıssız vadinin ortasına denk gelen bir noktada, etrafını çevreleyen yıkıntıların arasında birbaşına nasılsa ayakta kalmış görkemli bir kapı gördüm. Belleğim Patara’dan, Perge’den, Efes’ten başka kapıları çağırdı, bir de kentin mahşerinde, bugün ait olduğu çağdan ve ürünü olduğu uygarlıktan fersah fersah uzakta duran, içinden geçenlerin çoğunun kendisine dikkat kesilmediği, önünden akıp giden insan selinde olsa olsa bir avuç çevresine bakma alışkanlığını yitirmemiş bireyin gözlerini yalın cazibesine çekebilen Hadrian kapısını.
Artık ne açan açılan, ne kapanan kapa
Tükendi
Gelince Haber Ver“Ariassos’ta, ıssız vadinin ortasına denk gelen bir noktada, etrafını çevreleyen yıkıntıların arasında birbaşına nasılsa ayakta kalmış görkemli bir kapı gördüm. Belleğim Patara’dan, Perge’den, Efes’ten başka kapıları çağırdı, bir de kentin mahşerinde, bugün ait olduğu çağdan ve ürünü olduğu uygarlıktan fersah fersah uzakta duran, içinden geçenlerin çoğunun kendisine dikkat kesilmediği, önünden akıp giden insan selinde olsa olsa bir avuç çevresine bakma alışkanlığını yitirmemiş bireyin gözlerini yalın cazibesine çekebilen Hadrian kapısını.
Artık ne açan açılan, ne kapanan kapatan.İçeride kalanlarımız Dünya’dan ürkmüş. Dışarıda bekleyenlerin kaçacakları bir tek burası kalmış. Bu kapının ya da bir başkasının ötesinde sanmışlar ki onları esirgeyecek farklı bir hayat var.”