Zühd : Herhangi bir şeye karşı istek duymamak, bir şeye duyulan isteği tamamen düşürmek, ona karşı tamamen isteksiz hale gelmektir. Lisanu’l-Arab’da zühd: rağbetin zıttı olarak tanımlanır ve zühdün, dünyaya karşı duyulan isteği bırakmak anlamına geldiği belirtilir. Sûfiyye dilinde zühd: Allah’tan başka her şeyi gönülden çıkarmak, onlara hiç değer vermemek; varlıklarına sevinmemek, yokluklarına üzülmemektir.
Peygamber (sav)in ve kimi ashabının yaşayış tarzından zühd hareketi gelişmiş, zühdün yoğunlaşmasıyla da İslâm Tasavvufu doğmuştur. Yani İslâm Tasavvufu, Peygamber ve Sahâbî dönemlerinde başlayıp gittikçe yoğunlaşan Zühd hareketinin bir devamıdır. Öyle ise Tasavvufu anlayabilmek için bu akımın başlangıcını ve zühd önderlerininin
Tükendi
Gelince Haber VerZühd : Herhangi bir şeye karşı istek duymamak, bir şeye duyulan isteği tamamen düşürmek, ona karşı tamamen isteksiz hale gelmektir. Lisanu’l-Arab’da zühd: rağbetin zıttı olarak tanımlanır ve zühdün, dünyaya karşı duyulan isteği bırakmak anlamına geldiği belirtilir. Sûfiyye dilinde zühd: Allah’tan başka her şeyi gönülden çıkarmak, onlara hiç değer vermemek; varlıklarına sevinmemek, yokluklarına üzülmemektir.
Peygamber (sav)in ve kimi ashabının yaşayış tarzından zühd hareketi gelişmiş, zühdün yoğunlaşmasıyla da İslâm Tasavvufu doğmuştur. Yani İslâm Tasavvufu, Peygamber ve Sahâbî dönemlerinde başlayıp gittikçe yoğunlaşan Zühd hareketinin bir devamıdır. Öyle ise Tasavvufu anlayabilmek için bu akımın başlangıcını ve zühd önderlerininin tutumlarını iyi bilmemiz gerekir.
İslâm zahidleri, bütün peygamberleri zühdün önderleri ve onların dünyaya ve âhirete bakışlarını Kur’ân’a, Hz. Peygamber ve sahabîlerinin sözlerine dayanarak zühd hakkında çeşitli kitaplar yazmışlardır. Biz bu kitaplardan dokuzunu örnek olarak dilimize kazandırmaya çalıştık. Bu kitabımız, yıllardan beri basılmakta olan ve son olarak da Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yeni basılan Arapça İslâm Tasavvufu adlı eserimize bir giriş niteliğindedir.
Ünlü Altı Hadis Kitabının derleyicileri, Hadis Mecmualarında Zühd ve Rikak’a özgü bir bölüm ayırmışlardır. Bir kısım ulema da zühd hakkında bağımsız kitaplar yazmışlardır. Keşfu’z-Zunûn, Târîhu’l-Edebi’l-Arabî, İbnu’n-Nedîm fihristi gibi eserlerde ve sonradan yapılan tahkiklerde zühd hakkında yazılmış olan kitapların yekûnü yetmiş altıya varır. Bunlar arasında Abdullah b Mübarek’in, Nuaym b Hammâd’ın, Vekî’ b Cerrah’ın, Hâfız Esed b Mûsa’nın, Ebu Davud es Sicistânî’nin, Ebu Bekr Ahmed b Amr b Ebî Âmir’in, Ahmed b Hüseyin el-Beyhakî’nin, Hennâd b es-Serî el-Kûfî’nin, Ahmed b Hanbel eş-Şeybânî’nin Zühd Kitapları zühde dair temel kaynaklardır.
Bunların en önemlisi Türkçeye çevirdiğimiz Abdullah b Mübarek’in Kitabu’z-Zuhdi va’r-Rakāik’i, İbn Mübarek’in kitabına yazmadığı fakat ona olan başka nakillerin Nuaym b Hammad’ın derlediği İbn Mübarek Ziyadatı, Vekî’ b Cerrah’ın, Esed b Musa’nın, Ahmed b Hanbel’in, Ebu Davud Sicistânî’nin, Hennad b Serî’nin, Ahmed b Âimir’in ve Beyhakînin Zühd kitaplarıdır.
Bu dokuz eserin çevirisini dilimize kazandırmak istedik. Eserimiz sadece bir çeviri değil, aynı zamanda bir değerlendirme ve te’lîftir. Çünkü bu eserlerde gerçekten Kur’ân ve Hadîsin ruhuna uygun sağlam rivayetler yanında, İslâm’ın ruhuna aykırı, zahidlerin düşüncelerini yansıtan zâhid üretimi birtakım aşırı düşünceler de yer almıştır. Zaten ünlü Hadisçiler de bu tür rivayetlerin son derece zayıf, kiminin ise uydurma olduğuna işaret etmişlerdir.