Hz. Peygamber (s.a.) tarafından `dinin direği` olarak tanımlanan namaz ibadeti farklı zamanlarda ve değişik vesileler ile kılınan çeşitleriyle müslümanın hayatının ayrılmaz bir parçası olmuştur. Dinimizde günde beş vakit olarak kılınan namazlardan başka kaynağını Kitap ve Sünnet`ten alan cuma, bayram, terâvih ve cenaze namazları da vardır. Bunların dışında adına zuhr-i ahîr (son öğle) denilen bir başka namaz daha vardır. Farklı İslâm toplumlarında cuma namazının peşinden kılınması gelenek haline gelen bu namazın dindeki yeri ile ilgili olarak İslâm hukuku kaynaklarında leh ve aleyhte birçok bilgi bulunmaktadır. Bu kaynaklarda zuhr-i âhîr namazının meşruiyet
Tükendi
Gelince Haber VerHz. Peygamber (s.a.) tarafından `dinin direği` olarak tanımlanan namaz ibadeti farklı zamanlarda ve değişik vesileler ile kılınan çeşitleriyle müslümanın hayatının ayrılmaz bir parçası olmuştur. Dinimizde günde beş vakit olarak kılınan namazlardan başka kaynağını Kitap ve Sünnet`ten alan cuma, bayram, terâvih ve cenaze namazları da vardır. Bunların dışında adına zuhr-i ahîr (son öğle) denilen bir başka namaz daha vardır. Farklı İslâm toplumlarında cuma namazının peşinden kılınması gelenek haline gelen bu namazın dindeki yeri ile ilgili olarak İslâm hukuku kaynaklarında leh ve aleyhte birçok bilgi bulunmaktadır. Bu kaynaklarda zuhr-i âhîr namazının meşruiyeti tartışması ile birlikte kılınmaya başlandığı tarih, kılınma şekli ve rekat sayısı da gündeme getirilmektedir. Elinizdeki bu kitapta, Osmanlı dönemi Hanefî âlimlerinin önde gelenlerinden olan Nuh b. Mustafa el-Konevî`nin zuhr-i âhîr namazı konusunu içeren el-Lum`a fî âhiri zuhri`l-cum`a adlı eseri tahkikli olarak neşredilmiş ve Türkçe tercümesi verilmiştir. Günümüzde de zaman zaman tartışma konusu yapılan zuhr-i âhîr namazı ile ilgili olarak tatminkar bilgiler içeren eser ilim mahfillerinin yanınd genel okuyucuyada hitap etmektedir.